Bir işletme düşünün. Yüzlerce hatta binlerce çalışanı var, kâğıt üstünde basit ancak uygulamada bir dizi karmaşık operasyon yürütüyor. Büyüme potansiyeli gelecek vadediyor ancak pek çok şirket gibi kaçınılmaz problemler ile uğraşmak zorunda. Eğer benzer bir şirkette kararlar almak zorundaysanız benzer problemleri yaşadığınıza eminim. Hızlıca bunların üstünden geçelim mi?


İşletmeniz büyürken artan ihtiyaçları karşılamak için pek çok yazılım projesi gerçekleştirilmiş. Satış, muhasebe, üretim, lojistik, müşteri ilişkilerini takip etmek için kullanılan CRM ve belki de pek çok farklı sisteme sahipsiniz. Ancak bu programlar birbirine entegre değil. Almak istediğiniz raporlar için akşam eve giderken veya en iyisi kahve arasında bilgisayarınıza komut veriyorsunuz zira yıllardır çalışmaya devam yazılımlarınız artık büyüyen verinin altından kalkamaz bir noktaya gelmiş. Diğer yandan bu raporlarda gelen bilgileri kontrol etmek, tutarlı olduğundan emin olmak ve bu verilere bağlı kararlar almak daha da güçleşiyor zira alınan raporlar birbiri ile tutmuyor. Verileri uyumlu hale getirmek için büyük emek ve zaman harcamak gerekiyor. Uzun çalışmalar sonrasında Excel’de toparladığınız ve güncel olduğunuza inandığınız raporlar o kadar büyük ki artık e-posta eklentisi olarak göndermek bile imkânsız hale gelmiş. Müşterileriniz ile iletişiminiz, siparişleri zamanında teslim edebilmeniz, finansman akışını yönetmeniz ve tüm diğer süreçler size acı vermeye başlıyor. Bu alanların deneyimli bir ekibiniz olabilir ama işler büyüdükçe bu yükü kaldırmaları zorlaşıyor ve yeni insan kaynağı bulmak hem güç hem de oldukça maliyetli.


Kâr marjlarının giderek düştüğü, rekabetin acımasızlaştığı bir ortamda bir işletme için en önemli konu verimliliği koruyabilmek. Veri akışında yaşanan sorunlar, tutarsız raporlar, geciken karar alma süreçleri öncelikle yöneticileri ve buna bağlı olarak işletmeleri zor durumda bırakmaya başlıyor. Böyle bir ortamda işletmeler için seçenekler oldukça sınırlı; En iyimser senaryoda büyüme yavaşlıyor ve şirket potansiyelini kaybedebiliyor. En kötü senaryoda ise şirkette ters giden şeyler kontrolden çıkıyor ve hızla bir küçülme ve sonucu iflasa varabilecek bir kısır döngü oluşabiliyor. Bu konuyla alakalı işletme fakültelerinde yazılan lisans, yüksek lisans ve doktora tezlerinin sayısı herhalde bilinemez.


Bu sorunları aşmak için dijitalleşmenin kaçınılmaz olduğunu bildiğinize eminim ama geçmişte yaşadığınız bazı deneyimler sebebiyle yeni bir projeye başlamaktan çekinmeniz gayet mümkün. Genellikle bu kötü deneyimler başarısız yazılım projeleri, korkutucu noktalara ulaşabilen maliyetler, öngörülemeyen entegrasyon süreçleri, sonu gelmeyen çalışma süreleri olabilir. Korkmayın, çözmeniz gereken bir problemin ve bunu çözmek için dijitalleşme adımları atmanız gerektiğinin farkındasınız. 


Would you like to be our business partner?
Become our business partner and let us sail together towards a future full of success and profits.